Kardeşliğin Gölgesinde Bir Türkiye
Bugün, Türkiye'nin en çok ihtiyaç duyduğu kavramların başında kardeşlik geliyor. Kardeşlik; bir slogan değil, bir ruh, bir vicdan meselesidir. İşte bu anlayışla hareket eden Selçuklu Teşkilatı, sadece bir sivil toplum kuruluşu değil, aynı zamanda bir gönül hareketidir.
Aydın'da bir Efe'nin mertliğiyle, Mardin'de bir Süryani'nin hoşgörüsüyle, Van'da bir Kürt'ün yüreğiyle, Tunceli'de bir Alevi'nin dost eliyle aynı sofrada buluşabiliyorsak, işte o zaman Türkiye oluruz. Çünkü Türkiye, farklılıkların çatıştığı değil, anlam bulduğu bir medeniyetin adıdır.
Bizim teşkilatımız, sadece Türkiye sınırları içinde değil, dünyanın neresinde bir insan zulüm görüyorsa, onun yanında olmayı kendine görev bilmiştir. Gazze'de ağlayan bir çocuk, Myanmar'da yakılan bir köy, Afrika'da açlıktan inleyen bir yürek bizim vicdanımızın konusudur. Çünkü kardeşlik coğrafyayla sınırlanmaz; kardeşlik, insanın insana merhametidir.
Selçuklu Teşkilatı olarak diyoruz ki:
Artık siyasi kimliklerin değil, insani değerlerin konuşulduğu bir Türkiye zamanı gelmiştir. Sağcısı, solcusu, Alevisi, Sünnisi, Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'iyle bir olmanın, birlikte yaşamanın asaletini yeniden hatırlamalıyız. Bizim davamız partiler üstü, bizim hedefimiz insanın yüceliğidir.
Bugün biz, birliğimizi koruyabilirsek; yarın çocuklarımız özgüvenle, barış içinde bir ülkede yaşayacak. Çünkü gerçek zafer, gönülleri birleştirebilmektir.
Unutmayalım; aynı bayrak altında, aynı ezanı dinleyen, aynı toprağa basan her insan, bizim kardeşimizdir.
Ve Selçuklu Teşkilatı bu kardeşliğin sesi olmaya, adaletin ve merhametin diliyle konuşmaya devam edecektir.
Bugün, Türkiye'nin en çok ihtiyaç duyduğu kavramların başında kardeşlik geliyor. Kardeşlik; bir slogan değil, bir ruh, bir vicdan meselesidir. İşte bu anlayışla hareket eden Selçuklu Teşkilatı, sadece bir sivil toplum kuruluşu değil, aynı zamanda bir gönül hareketidir.
Aydın'da bir Efe'nin mertliğiyle, Mardin'de bir Süryani'nin hoşgörüsüyle, Van'da bir Kürt'ün yüreğiyle, Tunceli'de bir Alevi'nin dost eliyle aynı sofrada buluşabiliyorsak, işte o zaman Türkiye oluruz. Çünkü Türkiye, farklılıkların çatıştığı değil, anlam bulduğu bir medeniyetin adıdır.
Bizim teşkilatımız, sadece Türkiye sınırları içinde değil, dünyanın neresinde bir insan zulüm görüyorsa, onun yanında olmayı kendine görev bilmiştir. Gazze'de ağlayan bir çocuk, Myanmar'da yakılan bir köy, Afrika'da açlıktan inleyen bir yürek bizim vicdanımızın konusudur. Çünkü kardeşlik coğrafyayla sınırlanmaz; kardeşlik, insanın insana merhametidir.
Selçuklu Teşkilatı olarak diyoruz ki:
Artık siyasi kimliklerin değil, insani değerlerin konuşulduğu bir Türkiye zamanı gelmiştir. Sağcısı, solcusu, Alevisi, Sünnisi, Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'iyle bir olmanın, birlikte yaşamanın asaletini yeniden hatırlamalıyız. Bizim davamız partiler üstü, bizim hedefimiz insanın yüceliğidir.
Bugün biz, birliğimizi koruyabilirsek; yarın çocuklarımız özgüvenle, barış içinde bir ülkede yaşayacak. Çünkü gerçek zafer, gönülleri birleştirebilmektir.
Unutmayalım; aynı bayrak altında, aynı ezanı dinleyen, aynı toprağa basan her insan, bizim kardeşimizdir.
Ve Selçuklu Teşkilatı bu kardeşliğin sesi olmaya, adaletin ve merhametin diliyle konuşmaya devam edecektir.
.jpeg)
0 Yorumlar